Sayın kaymakamım, komutanım, Belediye Başkanım, Silah arkadaşlarım ve saygıdeğer ... halkı.
Bugün; Asil Türk Milleti ve Kahraman Türk Ordusunun, ebedi Başkomutanı Ulu Önder Atatürk'ün önderliğinde, milleti ile bütünleşerek 88 yıl önce gerçekleştirdiği büyük zaferi kutlamak için bir aradayız.
Balkan ve 1. Dünya savaşı yenilgileriyle Osmanlı İmparatorluğu çökmeye başlamış, Batılıların deyimi ile "Hasta adam" haline gelmişti.
Sevr anlaşması ile bu devletler, topraklarımızı aralarında paylaşmış, Türk Milletini vatansız bırakmayı amaçlamışlardı. Ancak, asırlardır hür yaşamış olan Türk milleti, buna karşı çıkarak Mustafa Kemal Atatürk'ün Önderliğinde Samsun'da kurtuluş savaşını başlatmıştı.
Doğuda Ermenilere, Güneyde Fransız ve İngilizlere karşı mücadeleler kazanılmış, Batı cephesi orduları, birinci ve ikinci İnönü Muharebelerindeki ilk başarılarının ardından, Sakarya'da Yunan ordusunu durdurmuş, düşman Eskişehir-Afyon hattına çekilerek bu hattı tahkim etmeye başlamıştı.
Memlekette sanayi yok denecek seviyede, Tarım İlkel metotlarla yapılıyor, üretim, kişilerin ihtiyacını zor karşılıyordu. Birinci Dünya Savaşı, elde avuçta kalan son kalıntılarda silip süpürmüş, Yunan işgali ile de Anadolu artık nefes alamaz hale gelmişti.
Türk Kurtuluş Savaşının gerçek kıymeti, işte bu yoktan var oluşta yatmaktaydı. 26 Ağustos 1922'de Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlayan büyük Taarruz, 28-29 Ağustos günlerinde başarı ile gelişmiş, düşman teslime zorlanmış ve 30 Ağustos 1922 günü yapılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Türk ordusu kesin zafere ulaşmıştı.
30 Ağustos 1922'nin gurur verici Zaferi ile Türk Ordusuna haykıran, büyük Kahraman ve eşsiz Zafer adamı büyük Atatürk, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" diyerek nihai hedefini göstermişti.
Türk Ordusu; hem atasının emrini yerine getirmek hem de masum insanları, düşmanın zulmünden kurtarmak için Dumlupınar'dan yıldırım hızıyla ilerleyerek 9 Eylül'de İzmir'e girmişti. Mustafa Kemal Paşa, Ordularımızın İzmir'e ulaşması ile verilen hedefin ele geçirilmiş olması karşısında sevinç ve mutluluğunu şöyle dile getirmişti.
"Her safhası düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş, zaferle sonuçlandırılmış olan bu savaşlar, Türk ordusunun, Türk subaylarının ve komutanlarının yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihte bir daha tespit eden büyük bir eserdir. Bu eser, Türk ordusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtıdır. Bu eseri ortaya çıkaran bir ulusun çocuğu, bu ordunun Başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur."
Böylece, Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da çok güç şartlarda Samsun'a çıkmasıyla başlayan Milli Mücadele, 30 Ağustos 1922'de kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile sonuçlanmıştır.
Bu zafer; Türk Milletinin, her türlü zorluk ve mahrumiyet içinde nedenli büyük başarılar elde edebileceğini göstermiş, tüm dünya milletlerine bir kurtuluş ümidi olmuştur.
Bu zafer; Türk ordusunun milleti ile bütünleşerek, birlik ve beraberlik içinde, azim ve sabırla, makus talihini parçalayışının en büyük eseridir.
Bu zafer; Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşı, milletin birlik ve beraberliğinin teminatıdır.
Bu zafer; Türk milletinin Özgürlüğüne, bağımsızlığına ve ülke bütünlüğüne olan inancının eseridir.
Bu zafer; Türk milletinin, hürriyet ve istiklal fikrinin ölmez bir abidesidir.
Bu zaferi kazanan bir milletin evladı, kahraman Türk Ordusunun mensubu olmanın mutluluğunu duyuyor ve övünüyoruz. Bugün, hepbirlikte Atatürk idealinin çizdiği yolda, milletçe, milli birlik ve beraberlikten doğan, büyüyen ve gelişen millet ve devlet olmanın kıvancını paylaşıyoruz.
Türk Silahlı Kuvvetleri olarak; Yüce Türk milletinden aldığımız güç ve kuvvetle, bugün üzerinde yaşadığımız; atalarımızın bize emanet ettiği şehit kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanı korumaya, Atatürk'ün bize miras bıraktığı çağdaş, modern, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatmaya Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğüne huzur, refah ve bekasına yönelen gerek içteki hainlere gerekse topraklarımızda gözü olan düşmanlara karşı koyacak güçte, azimde ve kararlılıktayız.
Tarihin en kanlı mücadelelerine sahne olan mukaddes vatan topraklarına karışan ve şu anda mutlu bir tebessümle bizleri izlediğine inandığımız aziz şehitlerimizi, adsız kahramanlarımızı rahmetle anmayı ve kahraman gazilerimize huzurlarınızda şükranlarımı arz etmeyi bir borç bilirim.
Vatanımızın bölünmez bütünlüğü için dün ve bugün, tarihin her safhasında gözünü kırpmadan canlarını feda etmiş, gönüllerimizde ebedileşen yüce kahramanlar, ruhlarınız şad'olsun. Arzederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder